Sessizliğin peşinde Yediler Manastırı’na yürüyüş
İÇİNDEKİLER
Bazı yerler vardır, oralara sürekli gidersiniz. Yediler Manastırı ve biraz da genişletirsek, Bafa Gölü çevresi, bizim için böylesi yerlerden biridir. Biz, doğa yürüyüşü yapmayı seviyoruz ve Türkiye’de doğa yürüyüşleri yapmak bazen zor olsa da her zaman ödüllendiricidir. Kutsal Latmos (Beşparmak) Dağları üzerindeki Bizans döneminden kalma Yediler Manastırı’na yapılan, baştan sona uhrevi manzaralar eşliğindeki doğa yürüyüşü hem kısa hem de çok zevklidir. Manzara uhrevi mi? Evet, gerçekten de Bafa Gölü çevresine dağılmış iri kayalıklar ve fonda yer alan manastır adacıkları ile bu görüntüyü en iyi bu sözcük tanımlayabilir. Metnin içinde nedenlerini bulacaksınız.
Latmos Dağı’nın Kayalar Üzerinde Yediler Manastırı
Göz önünde ama gizli – Yediler Manastırı
Yediler ya da diğer adıyla Kellibaron Manastırı’na geldiğinizde sizi, aşağıda uzanan Bafa Gölü manzarası karşılar, ama göl kıyısından burayı görmeniz olanaksızdır; Yediler Manastırı manzaranın içinde neredeyse tamamen kaybolmuştur. Buna büyük ölçüde yapımında kullanılmış olan malzeme ve inşa yöntemi yol açar; bu nedenle de buraya geldiğinizde fresklerle donatılmış devasa kayaları gözden kaçırabilirsiniz!
Yediler Manastırı Sonunda Görünüyor!
Güçlü Duran Yediler Mağarası. Freskleri Görebilir misiniz?
Yediler Manastırı, bölgedeki manastırların en önemlilerinden biri olarak kabul edilir. Latmos’un doğusunda, dağların kayalık yanında bulunan manastıra, Gölyaka köyünden yol işaretlerini izleyerek kolayca varılır. Burada, ulaşımın kendisi için değil, bu yolu diğer manastırlara giden yollarla karşılaştırdığımız için “kolayca” diyoruz. Yürüme mesafesi kısa olsa da patika boyunca sık sık, yağışlı mevsimlerde dağdan inen suların kayalar üzerinde oluşturduğu oyuklarla karşılaşılması yürüyüş için biraz zorlaştırıcı olur.
Hiçbir şey olanaksız değildir, ama yürüme/hareket zorluğunuz varsa da buradaki fotoğraflarla yetinmenizi öneririz.
Tam Bir Ortam, Değil mi?
Yediler Manastırı’nın yapım yılı halen tam olarak bilinmiyor. Moloz taş işçiliği kullanılmış olan inşaat oldukça basit bir teknikle yapılmış. Kesin bilgiler olmadığı halde, manastır kompleksinin 960’dan önce, 10.yüzyıl sonlarında kurulduğu ve daha sonraları diğer yapıların eklendiği kabul gören bir yaklaşımdır. Kompleksin tamamı ise 13.yüzyılda tamamlanmış olmalı. Araştırmacılar, manastırın duvarlarda emay ve süslü tuğla işçiliğine bakarak aslen Geç Bizans Dönemi’ne ait olduğunda hemfikirler.
Üst Kaledeki Manzaraya Hayran Kaldık
Bu Fotoğrafta Spot Kolay, Ama Uzaktan Görmek İmkansız
Yediler Manastırı kompleksi, bugün bir kısmı halen ayakta olan duvarlarla çevrilidir. Yapılara ve duvarlara, kayaların ve doğal ortamın da katıldığını görebilirsiniz. Bugün bile kompleks içinde iki belirgin avlu görülebilir. Bunları bir duvar ve bazen de kayalar birbirinden ayırır. Büyük avlunun doğu kısmındaki tabanı dikdörtgen biçiminde olan yemekhanede bir de küçük hamam bulunuyor. Yemek yenilen bu bölüm uzatılmış yarım kubbeli bir hol biçimindeymiş ve güney kısmında da mutfak ve kiler binaları yer alıyormuş.
Yediler Manastırı ve Atı, En Son Ziyaretimiz Oldu
Çok Güzel!
Büyük avlunun güneydoğusunda iki şapel ile muhtemelen yine şapel olarak kullanılmış olan yarım kubbeli bir mağara görürsünüz. Üst kale, batıdaki avlunun kuzeyinde yer alır. Bu kale, kayalık girişiyle tam korunaklı bir konumdadır. Kemerli küçük odacıkları görmek için yukarı tırmanmayı ihmal etmeyin! Bu odaların bir zamanlar bir top güllesinden daha büyük olmayan pencerelerinden bugün muhteşem bir manzara izlenebiliyor!
Hücrelerden Birinden Güncel Görünüm
Dua Etmek İçin Bir Simge İçeren Hücrelerdeki Niş
Alanda yapılan çalışmalar, avlulardan birindeki bir şapelde bir duvar resmini ortaya çıkarmış. Resimde İsa ve biri Arsenios olan iki aziz görülüyor. Şimdi Yediler de denilen Kellibaron Manastırının baş keşişi olan Arsenios, buraya gömülmüş. Kaya oyuklarından birinin tavanında başka resimler, ya da daha doğru bir deyişle freskler de bulunuyor. Bu kaya oyuğuna, her ne kadar yerden yukarıda olsa da ve mağara özelliği taşımasa da Yediler Mağarası deniyor. İyi durumda olan freskler, Yediler Manastırı’nın mücevherleri sayılır ve kilise törenlerini temsil ederler. İsa’nın doğumundan ölümüne kadarki yaşamının tasvirlerini ve aynı zamanda Lazarus’un dirilişini ve İsa’nın çarmıha gerilişini bu görsel anlatılarda izleyebilirsiniz.
Bu Muhteşem Değilse Nedir?
Bu İlahi değil mi?
Yediler Manastırı’na nasıl gidilir
Gölyaka’yı geçtikten sonra Yediler Manastırı’na gitmek için işaret tabelasını takip ediyorsunuz. Otomobille, köyün üst kısmına kadar gidiyorsunuz. Yollar çok dar, ama otomobiller işliyor. Köyün üstünde yolun tekrar aşağı döndüğü yerde, “Yediler Manastırı 2 km” levhasını görürsünüz. Aracınızı park edip doğa yürüyüşüne başlayacağınız nokta burasıdır. Yürüyüş boyunca kırmızı-beyaz yol işaretlerini izliyorsunuz. Manastıra varana kadar bu işaretlere ya kayaların, ya da ağaçların üzerinde rastlıyorsunuz ve zaman zaman da ne kadar mesafe kaldığını gösteren levhalar görüyorsunuz.
Yakındaki başka bir yürüyüş gem için Gerga hakkında bu blog yazısı göz atın.
Bafa Gölü ve Herakleia Kalıntılarından Bazıları
Islak Kayalardan Yürüyoruz
Dediğimiz gibi bu, her ne kadar bir kayalık tırmanma etkinliği değilse de, parkta rahat bir yürüyüş de sayılmaz. Yürüme sorunları olanların bu yürüyüşe kalkışmaları önerilmez. Mesafe kısa olduğu halde rotanın bazı yerlerde oldukça zorlayıcı olduğunu söylemek gerek! Doğa yürüyüşüne uygun ayakkabılar giymeli ve yanımıza gün içinde yetecek kadar su almalıyız. Bölgeyi beğendiyseniz ve daha çok keşif yapmayı düşünürseniz, ağır sırt çantalarını da taşımadan yapabileceğiniz ‘Eşekli turlar’ konusunu bir inceleyin: ağırlık kaldırmadan Karya’nın bu bölümünü keşfetmek için mükemmel bir yöntem olduğu söylenebilir!
Kaynak: Interpretation & presentation of the Byzantine heritage at Herakleia and Latmos / Merve Aslı Hetemoğlu
Bunları da beğenebilirsiniz:
Türkiye’nin Maldivleri: Krater Gölü Salda!
Sıklıkla Türkiye’nin Maldivleri olarak tanıtılan Salda Gölü gerçekten muhteşem! Salda Gölü’nün sunduklarını ve sakin köşelerini keşfedin.
Kaklık Mağarası: yer altındaki Pamukkale
Pamukkale’nin yeraltındaki benzeri Kaklık Mağarasını gördünüz mü? Berrak mavi suları ve pırıltılı, köpüklü travertenleri ile büyüleyici bir doğa harikasıdır!
Göller Bölgesi ile Provence, Türkiye’de lavanta tarlalarında buluşuyor!
Lavanta tarlaları sadece Instagram’da görülmemeli; Isparta’daki lavanta tarlalarına gitme nedenleri ve nasıl gidileceği konusunda tüm bilgiler burada!
Bunları da beğenebilirsiniz:
Türkiye’nin Maldivleri: Krater Gölü Salda!
Sıklıkla Türkiye’nin Maldivleri olarak tanıtılan Salda Gölü gerçekten muhteşem! Salda Gölü’nün sunduklarını ve sakin köşelerini keşfedin.
Kaklık Mağarası: yer altındaki Pamukkale
Pamukkale’nin yeraltındaki benzeri Kaklık Mağarasını gördünüz mü? Berrak mavi suları ve pırıltılı, köpüklü travertenleri ile büyüleyici bir doğa harikasıdır!